Wednesday, August 29, 2007

Hangi Kres

2006'nin sonunda kres icin bir arastirma yapmis ve yasadigimiz bolgede faaliyet gosteren kreseleri dolasmistim. En sonunda yeni acilan, herseyin piril piril oldugu ve harika oyuncaklarla dolu bir kreste karar kilmistim. Hos, cok begendigim 2 tanesinde istese de gidemeyecekti, cunku 6 ay ile 18 ay arasinda degisen bekleme suresi vardi. Bu ilk denememiz basarisizlikla sonuclandi ve ben inanilmaz vicdan azabina gark olarak 6 ay beklemeye karar verdim. Bu arada baska yerlere de bakmaya devam ettim (Allahim bu sadece kres, bu cocugu ben nasil liseye gonderecegim!). Anneler grubumdan bir arkadasimin oglu Montessori okuluna baslamisti, gidip okulu ziyaret ettim, ogretim felsefesi cok hosuma gitti ama haftada 2 gun 2 saat ve de annenin orada kalmasi tesvik ediliyordu. Ben de "bu kadarcik sure bana yaramaz, ben en iyisi klasik bir kres konusunda israrci olayim" dedim. Biliyorum bencillik ama gercekten azicik nefes almaya ihtiyacim var. Fikrimi degistirirsem her zaman geri donus sansim var Dun, ikinci kres denememiz oldu. Sadece yarim saat ayri kaldik. Ben giderken aglamasa da, dondugumde bana vicdan azabi cektirmek icin birkac damla gozyasi doktu kucuk hanim :) Dunden beri yine cok asi, uyumsuz, istahi iyice kesildi. Merak ediyorum, cok gec yasta krese baslamaya calistigimiz icin mi bu kadar zor geliyor? Bir suru anne calismak zorunda kaldigi icin kucuk bebeklerini sabahin korunde sicacik yataklarindan kaldirip krese birakiyor (Je t'aime Paris filminde "Loin du 16ème" adli Catalina Sandino Moreno'nun oynadigi kendi cocugunu krese birakip, luks bir semtte baskasinin cocuguna bakicilik yaptigi bolum yuregimi daglamisti). Bakalim bundan sonraki gunler nasil gececek....

Tuesday, August 28, 2007

Your song

Gecen cumartesi maaile kitapciya gittik, hep kendimi kaybederim raflar, kitaplar arasinda dolasirken. Sanki tum kitaplari okuyabilecekmis gibi, tum muzikleri dinleyebilecekmis gibi buyuk bir istahla doldururum sepetimi. Aldiklarimdan biri de Elton John albumu. Aslinda cok da sevmem ama bir sarkisi benim icin cok degerli. Elif'imin yogun bakimdan cikmasi beklerken, oturdugumuz kafede calinan, belki de binlerce kez dinledigimiz bu pek bilindik sarki nin, pek bilindik bir misrasi, bir anda ikimizinde duygularini ozetledi; "How wonderful life is while you're in the world". Tesaduf ayni sarki hemsehrimiz Baz Luhrmann'in Moulin Rouge filminde de var :)

Push

- I push mummy

-Anneyle Turkce konusuyoruz degil mi?

-......... I it mummy